30 Aralık 2010 Perşembe

13 yaşındaki çocuğu milli olması için kadına götürdü transseksüel çıktı!

13 yaşındaki yeğenini ilk cinsel deneyimini yaşaması için bir hayat kadınının evine götürdü. Evden çıkınca durumlarını şüpheli gören ve mahallede devriye gezen polis, amca-yeğeni çevirdi.


,Bu da milli felaket!

Bursa’da motor ustası amca, 13 yaşındaki yeğenini ilk cinsel deneyimini yaşaması için bir hayat kadınının evine götürdü. Evden çıkınca durumlarını şüpheli gören ve mahallede devriye gezen polis, amca-yeğeni çevirdi. Amca durumu anlatınca, evdeki kadın da gözaltına alındı. Kadının transseksüel olduğu ortaya çıktı

Benzerine az rastlanacak türden olay, Bursa’nın Osmangazi İlçesi Çırpan Mahallesi’nde yaşandı. 24 yaşındaki motor ustası Mehmet A., 13 yaşındaki yeğeni M.A.’yı ilk cinsel deneyimini yaşaması için hayat kadını olarak tanıdığı 27 yaşındaki Seyhan A.’ya götürdü.


TRANSSEKSÜEL TUTUKLANDI

İddiaya göre küçük M.A., amcasının ödediği 30 lira karşılığında hayat kadınına ait evde ilk birlikteliğini yaşadıktan sonra evden ayrılırken, devriye gezen Ahlak Bürosu ekipleri, amca ile yeğeni durdurdu.

Evde ne aradıkları sorulan amca olayı anlatınca, ekipler amca ile hayat kadını olarak bilinen Seyhan A’yı gözaltına alarak emniyete getirdi. Küçük M.A. da, ayrıca getirildiği emniyette psikolog eşliğinde ifade verip, ilişkiye girdiğini doğrulayınca, amca Mehmet A. ile transseksüel Seyhan A. hakkında “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçlamasıyla işlem yapıldı.

Adliyeye çıkarılan Seyhan A. tutuklanırken, amca Mehmet A., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ancak, Seyhan A.’nın da iki yıl öncesine kadar travesti olarak çalıştığı, 2 yıl önce geçirdiği ameliyatla kadın olduğu ortaya çıktı. Seyhan A.’nın halen mavi kimlik kullandığı öğrenilirken, Seyhan A. avukatı aracılığıyla tutuklamaya itiraz etti, ancak üst mahkeme bu itirazı reddetti.

AĞIR CEZALIK SUÇ!

Seyhan A. ve Mehmet A., savcılığın soruşturmasını tamamlayıp dava açmasının ardından, Ağır Ceza Mahkemesi’nde 18 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak. ( not alıntı haberdir eski bir habermiş yeni okudum paylaşmak istedim

29 Aralık 2010 Çarşamba

sayısal loto macerasının ikinci perdesi geliyor

sevgili dostlar  baya karmaşık bir hal aldı bizim lotocu eline yüzüne bulaştırdı işi ben suçlu duruma düştüm şu an kanıt bulamazsam ben belkide hapse gidecem bunun için ankaradakii işimi bırakıp mersine dönmeye karar verdim zira adımı kirletecek bu adi herif  elimde bir miktar kanıt var bakalım savcıya onları sununca neler olacak

24 Aralık 2010 Cuma

saflıkmı desem!!! enayilikmi ? yoksa salaklıkmı ??

Sevgili dostlar başımdan öyle bir olay geçiyor ki şu sıralar okuyunca eminim sizlerde bana başlıktakileri diyeceksiniz.Olay taksimde istiklal caddesinde başlıyor  bir hafta sonu  kalabalıkta kaybolurken birden sayısal loto kuyruğu görüyorum hemen kuyrukta yerimi alıyorum bayiden aldığım kurşun kalem ile ayak üstü doldurup sıram gelince ödeyip geçiyorum ve o hafta 3 haftadır devren loto var kuyuk ondan kaynaklanıyor belki 6 tirilyon vercek neyse ben herzamn oynadığım kuponları biraz zaman geçince internetten yada tanıdığım bayilerden direk konturol yaptırıyoprum arada bayram girince mersinde ziyarete gittiğim ailemin yanında iken eskiden beri loto oynadığım bayinin önüne geliyorum ve cebimdeki on'na yakın kuponu bir kolu sakat olan bayi çalışanıa uzatıyorum oda tek tek konturol ediyor vede boş abi bişi çıkmadı diyo  ardından atimmi diyor bende atma dediğim anda barkot kısmını yırtıp alıyor adam bana verdiği kısım alıp gidiyorum sonra ben içimde bu adam barkotu neden aldı sorusu ile birbuçuk ay geçiriyorum ve dün gece internetten aynu biletleri atmadığımı fark edip tekrar koturol ettiğimde ise beşi  tutturduğumu fark ediyorum ama atı alan üsküdarı geçti hey ata diyor ,içimden bir ses neyse ben tekrar bakıyorum tekrar bakıyorum kupon tarih koturol yetmiyor yanımdakileri yetmiyor başka arakadaşlarımı arayıp durumu paylaşıyorum hepsinden aynı soru geliyor salakmısın neden para konusunu güvendin ki yahu arkdaş birde bana sorun be hayatında amorti bile tutturamayan ben ve oldum olası sakat yada felçli olanlara  yufka yürekli davrandığım bir insan nasıl bana bu kazığı atar diye kendimi yerken geliyor soruyorum şimdi size burda paranın adını etmeyeceğim isteyen
 6 .11 .2010 çekilişinden bakıp 5 tutturanlara ne veriyor öğrensin benim için paranın önemi yoktu yok olan gelmeyen paranında önemi zaten yok yok tur ha benim numaralar bunlar 2  13  28 39 49  tutanlar   şidmi birdaha soruyorum insanlara güvenmek sevmek suç ise benim alnıma enayi damgasını yapıştırın arkadaş kaç oldu bu yediğim kazık saymadım ama ben hala bozulmadım bu dunyayı bozanlara bozuldum sadece   fazla uzatmayayım okuması zor oluyor  

12 Aralık 2010 Pazar

Sevgiliniz ile Beraber Yaşamaya Hazır mısınız?


İşte, sevgiliniz ile işler “durulmaya” başladığında işinize yarayacak tavsiyeler…

Genelde bu önemli karar verildiğinde ilişki doruklardadır; yani tutkunun ve aşkın en yoğun dönemleri yaşanmaktadır. Aynı evde yaşamaya başladığınızda hazırlıksızsanız, yani başınıza neler gelebileceğini ve bunlarla nasıl baş edebileceğinizi bilmiyorsanız, ilişkinin hızlı bir inişe geçmesi de kaçınılmazdır. “Ben temkinliyim. Önceden bilmek ve kendimi hazırlamak istiyorum.” diyorsanız aşağıdaki 7 maddeyi dikkatle okumanızı öneririz.
1. İlişkinizin değişeceğini kabul edin.
Artık aynı evi paylaşmanın ilişkinizi etkilemesi ve aranızda yaşananları değiştirmesi çok normal… Buna hazırlıklı olsanız iyi edersiniz. Uzmanlar beraber yaşamayı, televizyondaki en sevdiğiniz kanalı 24 saat açık tutmaya benzetiyorlar. Artık elinizde bir uzaktan kumanda olmadığına göre; o nefret ettiğiniz ve sıkıcı bulduğunuz dizileri de seyretmek zorundasınız demektir. Yani sevgilinizi cumartesi akşamı evinden aldığınız zamanlardaki kadar çekici göremeyeceğinizi de kabullenmeniz gerekiyor. Evet, o çekici kadın hâlâ yakınlarda bir yerlerde saklı olsa da siz vaktinizin çoğunu, onun spor salonuna, kuaföre ve cilt bakımına giden hali ile geçirmek zorundasınız. Onun çekici hallerini arada sırada da olsa görmek istiyorsanız, bunu kabul etmekten başka şansınız yok.
2. Cinsel hayatınızın da değişeceğini kabul edin.
Gazeteci ve seksolog Logan Levkoff bu konuda, “Ayrı yaşarken cinsellik için zaman yaratmaya çalışırsınız; yani yalnız kaldığınız her fırsatta aklınıza bu gelir. Beraber yaşamaya başladığınız zaman ise birlikte olmak için bolca zamanınız olduğunu düşünür ve özel bir çaba sarf etmezsiniz.” diyor ve ekliyor, “Çözüm ise çok basit. Sevgilinizle özel anlar yaşamak için zaman yaratmaya çalışın; ama bunun mutlaka cinsel ile sonuçlanmayabileceğini de aklınızda bulundurun. Yani ilişkiye girmeden de samimi ve özel anlar yaşanabileceğini öğrenin.
3. Ev işlerinde paylaşımcı olmaya alışın.
Eşitlik kuralını unutun; her şey yarı yarıya paylaşılmak zorunda değil, en azından gerçek hayatta! Diyelim ki biriniz haftada 50 saat çalışıyor, diğeriniz ise 25. Az çalışan tarafın ev işlerine daha fazla vakit ayırması hiç de anormal değil. Yani ‘kadın işi’ ve ‘erkek işi’ ayırımlarını bir kenara bırakıp işleri basit matematik ile halletmeye alışsanız iyi edersiniz. Yaşanacak gerilimleri atlatmak için ev işlerinde gönüllü olmaya çalışın; en azından becerebildiklerinizi siz yaparsanız, sevgiliniz üzerinde daha az baskı hissedecektir. Unutmayın, ilişki beraberinde iş bölümü gerektirir.
4. Aşk bazen can sıkıcı olabilir.
Hemen moralinizi bozmayın. Bu kaçınılmaz bir durum; çünkü artık aynı evde oturuyorsunuz ve birbirinizin daha önce fark etmediğiniz nefret edilesi yönleri ile tanışmanız çok doğal. Sevgiliniz uyurken garip sesler çıkartıyor olabilir ve siz de uykunuzda ‘farkında olmadan’ gaz çıkartıyor olabilirsiniz. Ne kadar zamandır bir arada yaşıyor olursanız olun, böyle sinir bozucu anlar yaşayacaksınız. Bu anlarda görmezlikten gelmeye çalışmayın ve konuşun. Seçeceğiniz üslup çok önemli. Ona, “Şu pis çoraplarını yatak odasından toplamaktan bıktım.” demek yerine, “Hayatım çoraplarını makineye yerleştirdiğinde çok mutlu oluyorum.” demeyi deneyin. Böylece sevgiliniz çoraplarını makineye koyarken size bir iyilik yaptığını düşünecek ve buna hep devam edecektir.
5. Unutmayın ki evli değilsiniz, en azından şimdilik!
Beraber yaşamak, evli olmanın yarısı demektir. Yapılan araştırmalar bir arada yaşayan çiftlerin yüzde 75’inin evlenmeyi planladıklarını ortaya koyuyor. Ayrıca günümüzdeki evliliklerin yüzde 55’i beraber yaşama aşamasından gelmekte… Bu tabii ki bir kural değil. Ancak kadınlar, erkek arkadaşının yanına taşınmayı bir çeşit nişanlanma olarak görmeye meyillidirler ve erkek arkadaşlarının evlenmek istemeğini öğrendiklerinde hayal kırıklığı yaşarlar. Kabul edin ya da etmeyin, kız arkadaşınızla beraber yaşamaya karar verdiğinizde ona evlilik yolunda ilerleyeceğinizi de vaat etmiş olursunuz.
6. Evli olmayabilirsiniz; ama yaşayacağını sorunlar “evli çift sorunları” olacaktır.
Beraber yaşayan çiftler evli çiftlerin sahip oldukları sorunları yaşarlar. Bunlardan en zoru da ilişkiyi taze tutmaktır. İlişkinizde eğlenceye her zaman yer verin. Beraber yaşamanız artık hiç eğlenemeyeceğiniz anlamına gelmiyor ve asla birbirinize bağımlı hale gelmeyin. Kısacası bir koltuğa birden fazla karpuz sığdırmaya özen gösterin ve diğer sosyal ilişkilerinizi askıya almayın. Çünkü beraber geçirdiğiniz vaktin değerli hale gelmesi için ayrı ayrı da vakit geçirmeniz gerekir.
7. Birlikte yaşayarak öğrenmeye çalışın.
Siz de benim gibi beraber yaşamaya başladıktan sonra kız arkadaşınızın iyi özelliklerinin kötü olanları kapatmak için geliştirilmiş birer savunma mekanizması olduğunu öğrenebilirsiniz. Unutmayın ki bu işe beraber girdiniz; yani sorunları atlatmak içinde beraber bir yol bulmak zorundasınız. Karşınıza çıkan her engelde onu aşmak için beraber plan yapın. Böylece bir takım gibi hareket edebilirsiniz ve inanın bana, sevgilinizle bir takım oluşturmak en iyi seksten bile güzel bir duygudur. “Beraber yaşayan çiftler evlenmez” gibi bir önyargı esasında çok saçma ve mantıksızdır; çünkü evliliği hayatta yaşanan bir ‘ilk ve tek’ olarak görmeye meyilli insanların birbirlerini önceden tanımak ve emin olmak için bir araya gelmeleri kadar doğal bir şey olmadığı zaten bir gerçektir.

Parfüm ve Beyniniz

Biliyoruz ki, bir kadın parfümünün kokusu beyninizde alevler çaktırmaya yeterli…



Güney Koreli bilim adamları ‘Chanel No. 5’ koklattıkları erkeklerin MR sonuçlarını inceleyerek bunu bilimsel olarak da doğrulamış bulunuyor. Şimdi, bu çiçek notaları beyin loblarınızı nasıl gıdıklıyor, ona bakalım...
• Parfüm kokusu,  beynin erotik görüntülerle uyarılan  aynı bölgelerini; yani alt ve orta frontal girusunu harekete geçiriyor.
• Koku, bir amaca yönelik davranışlardan sorumlu alt frontal lobu bile tetikliyor. Örneğin, beğendiğiniz bir kadını bir içki için eve gelmeye ikna etmek gibi...
• Parfüm kokusu, ereksiyon sırasında harekete geçen adacığı tutuşturuyor.
• Koku, preoptik medyan bölge gibi cinsel performansınızda etkili olan bölgelerdeki beyin aktivitelerini de artırıyor.
• Güzel bir koku,  cinsel davranışları düzenleyen  ‘medial amigdala’ ve ‘hipotalamus’a ateşlenmeleri için de işaret veriyor.   not : alıntıdur

8 Aralık 2010 Çarşamba

iLK dokunuş her zaman önemlidir !!

Sevgilinizle daha yenisiniz, henüz birbirinize dokunmadınız. Bu aşamanın bir an önce geçmesini istiyorsunuz, ama gerginsiniz de…neler yapa bilirsiniz ??  Arada bir çekim kuveti var ama  ilk adımı kim atacak ne acı bekleyiştir o öyle ilk gözlerin derinliklere kayması ilk dudakların birleşmesi heyacan'nın  doruk noktası'na ulaşması  size soruyorım sevgili dostlar hadi ilk dokuşlarımızı anlatalım ilk dedim se illa ilk olanlarını kast etmiyorum her hangi bir ilklerden kimimiz kaç ilk dokunuşlar yaşadık her bir sevgiliide ayrı tad ayrı dünyalara uçtuk kimisi ayağmızı yerden kesti kimisi hayal kırklığına uğrattı en   ilngiç  olan'a  çiçek yolluyalım  derim