28 Şubat 2011 Pazartesi
23 Şubat 2011 Çarşamba
esmerim biçim biçim ölürüm esmer için
esmerim biçim biçim ölüyordum esmer için sevgili dostlar kendim de dahil biz türk erkeklerinin vede türk kızlarının esmer hastalığına şaşmaya başladım efendim ben aslen tam bir esmer hastası biriyim
o kadar hastaydım ki eski zamalardan birinde bir kız benimle çook ilgilendi ama kız sırf sarışın diye dönüp bakmamıştım hay ben o zamanlarki aklımı tabi ondan sonra kız büyüdükten sonra bir serpildi arkadaş sorma kız milleti zaten erkekten çabuk serpilir bizim orda öyle derler serpilmek çabuk yetişmek yani dalında yetişen elma armut misali ne alaka ise öyle derler neyse uzatmayim ben bu sarışın kızla ilgilenmedim de sonra aklım başıma geldi ben bu sefer ilgi alaka gösterdim yok be kaçan balık gerçekten de büyük oldu .
sonraları hep düşündüm biz genel olarak biz dediğim türk toplumu esmer milletiz ama yinede genler olarak esmer hastalığı bir bende yok eskiden öyle idi ha birde (sarışının adı esmerin tadı) gibi deyimlerimiz de yok değil neyse bu konu daha çook uzar sonra uzun yazınca kimse okumuyor be kısa keseyim de aydın havası olsun hem bende hem toplumumuz da son zamanda gördüğüm vede izlediğim bir olay artık esmerlerden değilde sarışınlardan daha bir fazla hoşlanıyoruz galiba ki sokaklarımız çakma sarışın doldu taştı tabi hiç bişi orjinal gibi olmuyor ama sarışınlık da ALLAH vergisi isteğimiz kadar uğraşalım olmaz olmayınca şimdi bu yazıyı yazarken düşündüm de onca aşklar yaşadın ata hangisi sarışındı? tam dicektim ki hiç yok aaa derken aklıma geldi bir tane'de olsa var evet bende bir sarışınla aşk yaşadım her ne kadar dilini o zamanlar iyi konuşamasamda tataristan'da çalıştığım zamanlar'da bir rus kızı vardı o sarışındı ve beni iyi kollamıştı orda eskiden herhalde hiç bakmazdım sarışın mavi gözlerine gerçek mavi gerçek sarışın yani orjinal bana çakma olan lens li mavi gözlü sarışın bayanlarımız çook bayat geliyo esmer de olsalar öyle kendilerini çok beğenen çıkıyordur elbet ki o kılığa giriyorlar ama ben o şekil sarışınlardan hoşnut değilim olmamda şu bir gerçek renkler zevkler tartışılmaz denen klişe laf tartışılır vede zevk'te renk'te beğenimiz'de zamanla değişebilir hatta bir çok konuda değişip gelişebilir insan oğlu...not : yorumsuz geçen her okuyan çakma olsun inşallah :))
o kadar hastaydım ki eski zamalardan birinde bir kız benimle çook ilgilendi ama kız sırf sarışın diye dönüp bakmamıştım hay ben o zamanlarki aklımı tabi ondan sonra kız büyüdükten sonra bir serpildi arkadaş sorma kız milleti zaten erkekten çabuk serpilir bizim orda öyle derler serpilmek çabuk yetişmek yani dalında yetişen elma armut misali ne alaka ise öyle derler neyse uzatmayim ben bu sarışın kızla ilgilenmedim de sonra aklım başıma geldi ben bu sefer ilgi alaka gösterdim yok be kaçan balık gerçekten de büyük oldu .
sonraları hep düşündüm biz genel olarak biz dediğim türk toplumu esmer milletiz ama yinede genler olarak esmer hastalığı bir bende yok eskiden öyle idi ha birde (sarışının adı esmerin tadı) gibi deyimlerimiz de yok değil neyse bu konu daha çook uzar sonra uzun yazınca kimse okumuyor be kısa keseyim de aydın havası olsun hem bende hem toplumumuz da son zamanda gördüğüm vede izlediğim bir olay artık esmerlerden değilde sarışınlardan daha bir fazla hoşlanıyoruz galiba ki sokaklarımız çakma sarışın doldu taştı tabi hiç bişi orjinal gibi olmuyor ama sarışınlık da ALLAH vergisi isteğimiz kadar uğraşalım olmaz olmayınca şimdi bu yazıyı yazarken düşündüm de onca aşklar yaşadın ata hangisi sarışındı? tam dicektim ki hiç yok aaa derken aklıma geldi bir tane'de olsa var evet bende bir sarışınla aşk yaşadım her ne kadar dilini o zamanlar iyi konuşamasamda tataristan'da çalıştığım zamanlar'da bir rus kızı vardı o sarışındı ve beni iyi kollamıştı orda eskiden herhalde hiç bakmazdım sarışın mavi gözlerine gerçek mavi gerçek sarışın yani orjinal bana çakma olan lens li mavi gözlü sarışın bayanlarımız çook bayat geliyo esmer de olsalar öyle kendilerini çok beğenen çıkıyordur elbet ki o kılığa giriyorlar ama ben o şekil sarışınlardan hoşnut değilim olmamda şu bir gerçek renkler zevkler tartışılmaz denen klişe laf tartışılır vede zevk'te renk'te beğenimiz'de zamanla değişebilir hatta bir çok konuda değişip gelişebilir insan oğlu...not : yorumsuz geçen her okuyan çakma olsun inşallah :))
19 Şubat 2011 Cumartesi
çook zamandır yazayım dedim kısmet bugüne imiş
selam sevgili dostlar öyle ilginç olaylar yaşıyorum ben bile inanamıyorum yazmak istiyorum ama kelimeler düğümleniyor yarım kalıyor işte bu ilginç dediğim olaylardan birisi tabi bana göre ilginç efendim bundan 5 ay kadar önce günlerden 29 ekim ve ben o zanamlar taksimde çalışyorum iş arkadaşlarımından birisi bana akşam cevahirin önümde konser var gidelimmi diye sordu bende kimin konresi dedim serdar ortaç dedi bilmem dedim ve olabilir de dedim akşam oldu ee cumhuriyet bayramı kutlamaları her yerde bana konser sözü veren arkadaş beni sattı o akşam bende baktım yapacak bişi yok dedim yalnız gideyim bari neyse atladım metro ya gittim hava rüzgar yağmur baya bozuk yani lan diyom içimden manyakmısın olum ne konseri bu soğukta bi tarafımda hadi ata git şu konsere diyor konser yerine gittim baktım her şey hazır da konser alanı bomboş dedim acaba yanlışmı geldim aklıma hemen en sağlıklı bilgi alacağım birine sormalıydım bunu baktım cevahirin önünde bir kenstaneci duruyor bende ona sordum kardeş burda konser varmış doğrumu ne oldu ?? adam bana baktı ve o sert bi ifade ile sen geç otur bakim şuraya dedi hayda dedim ne oldu ya bişi sorduk hatamı ettik özür dileriz eee geç dedim lannn diyor dahada bağrıyor herif içimde bir korku lan dedim çattıkmı be hay senin konserine be serdar ortaç diyom içimden neyse uzatmayım adam bana bakıyor bi yandan da müşterisine satış yapıyor benide bırakmıyo sen tanımadınmı beni dedi hayır nerden tanıcam abi diyorum adama iyi bak iyi diyor hayda neye bakim abi diyorum iyi bak lan felan baya laubali bir konuşma tarzı herif baya çoştu işi küfre götürdü resmen en sonunda bir açık verdi sen dedi 6/2 değilmiydin? askerde evet adın atakan değilmi? evet ee sen kimsin? tanımadınmı olum özcan lan ben hayda içimde tabi bir rahatlama ile beynimde özcan ait bir resim arıyorum da o özcan keldi be kardeş sende baya baya saç var hemde o cılız zayıftı be sen şişkosun ilk önce o peruk olum dedi sonra baktım gerçektende peruk dile kolay 15 sene geçmiş nerdeyse aradan nasılda şıp diye tanıdın lan beni? hiç değişmemişsin be ata dedi! halbuki bilse ne badireler atlattık!! neyse bizim askerden arkdaş o gece beni bırakmadı aldı gezdirdi beyoğlu felan yaptık sonra eve bıraktı ve şimdi baya baya görüşüyoz ben askerdeki görevimden dolayı belki 5000 kişi ile tanıştım bir çoğunda acı hatıram vardır çünki ben yemekhane sorumlusuydum o yüzden bir çok arkdaşım oldu ama hiç biri ile görüşmüyordum bir kaçı zamanında facaden bulmuşlardı beni sonrara ben faceyi kapayınca onlarlada görüşmez oldum şimdi asıl can alıcı yönü işin ben bu olaydan tam bir ay kadar önce bir otobus yolculuğunda beni tanıyan asker arkadaşmı anmıştım sonrada bu şekilde karşılaştık özcana da dedim seni ben bir ay önce anımsadım ama bu şekilde değil kel halinle gözümün önünde canlandın bence baya ilginç bir olay dı karşılaşmamız kısa yazmaya çalıştım ama dahada kısa kesemedim o değerli vaktinizi alıdığım için özür dilerim yorum bırakırsanız hatta cavehirimn önüne giderseniz ordaki kestaneciye selam söyleyin benden fena kazıkçıdır ama bişi satın alın demiyorum ağzı iyi laf ediyor bana küfür edersede şaşmayın sakın onun arkadaşlık anlayışı o kültürü o ama özünde iyi biri olduğunu düşünüyorum
18 Şubat 2011 Cuma
politika hiç sevmem ama bunlar yaşandı ülkemde ne yazıkki kazıklandık halda devam ediyo
'Üç bankaya el koyun' diyen IMF, görevlisini de BDDK'ya yerleştirdi |
Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş'i Türkiye'ye getiren süreç 19 Şubat 2001'deki MGK'da, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Başbakan Bülent Ecevit'e Anayasa kitapçığını fırlatmasıyla başlamıştı. | |
Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Der-viş'i Türkiye'ye getiren süreç 19 Şubat 2001'deki MGK'da, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Başbakan Bülent Ecevit'e Anayasa kitapçığını fırlatmasıyla başlamıştı. Piyasalar devletin zirvesindeki bu tartışmayla alt üst oldu. Borsa yüzde 15 gibi tarihî bir düşüş yaşadı, 21 Şubat'ta gecelik faiz yüzde 7 bin 500'e fırladı. Ziraat ve Halk Bankası, tarihlerinde ilk defa 3 milyar dolar açık verdi. Piyasaların kontrol edilememesi üzerine DSP-MHP-ANAP hükümeti, piyasayı kontrol etmek için 'dalgalı kur'a geçti. Bu kararın ardından dolar 690 bin liradan 900 bine yükseldi. Yatırımcılar paralarını kurtarma telaşına düşünce, sermaye kaçışı başladı, işyerleri kapandı, milyonlarca kişi işsiz kaldı. İşte bu dönem, tarihe '2001 krizi' olarak geçti. Hazine'nin teslim edildiği Kemal Derviş, 14 Mart'ta 'Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nı açıkladı. Uluslararası Para Fonu (IMF) ile görüşmelere başladı. Büyük krizin 10. yılında Zaman'ın ulaştığı gizli belgelere göre, bu görüşmeler Batılı ülkelerin Osmanlı borçlarını tahsil için kurduğu Düyun-u Umumiye'yi hatırlatıyor. Teknik destek hizmeti adı altında IMF danışmanı Marc Carawan'a BDDK'da ayrı bir oda ayrılmış, bu 'hizmetleri karşılığı' da 249 bin 600 dolar ödenmiş. Bir başka belgeye göre ise IMF, 661 milyon dolarlık kredi için BDDK'ya, EGS Bank, Bayındırbank ve Kentbank'a el konulması talimatı vermiş. IMF, kredi için 'üç bankaya el koyun' dedi, görevlisini de BDDK'ya yerleştirdi not: bu bir çalıntı haberdir biz toplum olarak balık beyinliyiz ya ondan dolayı şey ettim |
14 Şubat 2011 Pazartesi
Blog yazarlığından nasıl zengin olunur? bu hber bizi ilgilendiriyor sanırım
http://www.posta.com.tr/ekonomi/HaberDetay/Blog_yazarligindan_nasil_zengin_olunur_.htm?ArticleID=61236
12 Şubat 2011 Cumartesi
6 Şubat 2011 Pazar
alınmda yaşadığım şehrin muhtarımı yazıyor ??
selam sevgili dostlar çok enterasan bi olay oldu bugun yine kaçtır bu böyle devam diyor bende yazmaya karar verdim kısaca şöyle ben işim dolayısı ile çok geziyorum bazen şehirler bazen ülkeler geziyorum ama ilk kez gittiğim yerlerde var mesela yeni yıldan önce ankarada idim ve ilk kez ankaraya sokaklara çıkmıltım ki o mehşur kızılay a biri geldi bana adres sordu nereyi sorduğunu bile hatırlamıyorum da aynı olay istanbulda da olmuştu hiç bilmediğim yeni gittiğim biyerde yine aderes sorcak kimseyi bulamadılar bana sordular eeeee ne oluyoz ya bugunde silivride ilk kez sahile çıktım dolaşıyorum ve yaşlı bir kadın geldi adres sordu ne yabancıyım teyze demekten başka çarem de yok tu sonra güldüm sahildeki ördeklere bakarak tan ve yazmaya karar verdim acaba alınımda muhtar felanmı yazıyor
3 Şubat 2011 Perşembe
İSTİKBAL MARŞI =)
Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak!
Dönmeyip Amerika'da, arlanmaksızın yaşayacak!.
O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak,
Hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak!
Çalma, kurban olayım hepsini ey hırslı çakal!
Gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar al!
Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal,
Hakkını vermezsen burdaki ortaklarının behemehal!
Ben ezelden beri aç yaşadım,aç yaşarım!
Hangi hükümet beni kurtaracakmış,şaşarım!
Kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım!
Yırtsam da bir tarafımı, hiç görülmez başarım!
Mali krizler, yoluna örmüşse çelikten bir duvar,
Benim .ceğiz, .cağız diyen bir hükümetim var!
Bağırsın korkma, na sıl işimize burnunu sokar?
'Avrupa Birliği' denen tekdişi kalmış canavar!
Arkadaş, Meclis'e namusuyla çalışanları uğratma sakın!
İşe aldıracakların, olsun hep sana yakın!
Gelecektir, cezanı vereceği günler Hakkın,
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın!
Yaktığın yerleri 'orman' diyerek geçme, tanı!
Çalışanı işten at, doldur kadroya yatanı!
Gözleri açık yatır seni kurtaran atanı,
Satılmadik o kaldı, durma satıver şu vatanı!
Sermaye mutlu olsun, olsa da çevre feda!
Semizlettin Apo'yu, mezarında dönsün Şüheda!
Uydurma kanunlarla Meclis'ten getirin seda!
On bin Yıllık tarihe, yurdum ederken veda!
Cümlenizin bu yurdu yok etmek mi emeli?
Yediginiz herzelere başka ne demeli!
Oyuverin altını iyice sallansın temeli,
Yurdumun ki, sonunda vatandaş kükremeli!
O zaman durur belki gözümden akan yaşım,
O zaman doğrulur belim, yukarı kalkar başım,
O zaman boşa gitmez yıllarsüren uğraş ım!
HESABINI VERİP TE GİTTİĞİNİZ GÜN KARDAŞIM,
Dalgalanın dolar gibi sizde şimdi ey suçlular!
Olsun artık soyguncuya vurulacak bir yular,
Ebediyen, öyle yok hesapsız bir iktidar!
Hakkıdır 'garip yaşamış vatandaş'ın da gülmek,
Hakkıdır ezilmiş milletimin, aydınlık bir İstikbal!
Cem Yılmaz
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)