24 Ağustos 2010 Salı

osmalı dilinden şiirler

“Bu yol uzundur, menzili çoktur


Geçidi yoktur, derin sular var”



Buyuruyor Hazreti Yunus Emre. Aşk yolunu anlatıyor tabii. İnsanın kendisini aşmak için çıktığı yolu… sonunda veli (=dost) olunan yolu…



Bu yolda en büyük engel ‘sen’ sin diyor. En büyük engel nefis yani… BEN…

Aşabilene ne mutlu.



Yenişehirli Avni Bey (vefatı 1884) bakın nasıl ifadelendiriyor aynı meseleyi:



“Helâk etmez bir iki darb-ı zikr emmâre-i nefsi

O bir tünd ejdehâdır kim nice cellâddan kalmış”



Şunu diyor yani:



Düşmanın (nefis) şerrinden kurtulmak için dostu anmak lâzım elbette. Ancak o öyle katı, inatçı ve zor bir düşmandır ki; bir-iki darbe ile terbiye edemezsin; ısrar, sebat, gayret lazım. Çok cellattan kurtulmuş korkunç bir ejderhadır o; aman gafil olma!



Kültür kodlarımıza o kadar muhtacız ki…



Şöyle devam etmiş Avni Bey:



“Değildir Avniyâ şâyeste hiç merdân-ı istiğnâ

Arûs-ı devlet-i dünyâ nice dâmâddan kalmış”



Yani:



Kendini çok süsleyip seni aldatmaya kararlı şu ‘dünya’ adlı gelin var ya ey mert kişi; aldanmamalısın; görünüşüne bakma nice damattan arta kalmış bir köhnedir o ve delikanlıya lâyık değildir.



Buna irfan deniyor işte: “kendini tanıyan Rabbini, dünyayı tanıyan ukbâyı tanır.”

Hiç yorum yok: